Güneşin altın rengiyle aydınlattığı bağda, Asmacan diğer yapraklarla birlikte hafifçe sallanıyordu. Yılların tecrübesiyle rüzgarın fısıltılarını dinlemiş, nice mevsimler görmüştü. Bir gün, neşeli sesler duydu. İnsanlar gelmiş, en taze ve en güzel yaprakları topluyorlardı.
Asmacan, "Acaba bizi nereye götürecekler?" diye meraklandı.
Yanındaki genç bir yaprak heyecanla, "Belki de o meşhur sarmaların içine gireceğiz!" diye fısıldadı.
Biraz sonra Asmacan ve diğer yapraklar özenle yıkandı ve tezgaha serildi. İçlerinden minik Pirinç Bey merakla etrafına bakınıyordu.
Pirinç Bey: Burası da neresi? Ne kadar çok yeşillik var!
O sırada, keskin kokusuyla Soğan Paşa söze karıştı: "Dikkatli olun ufaklık! Birazdan hepimiz bir araya gelip lezzetli bir şeye dönüşeceğiz."
Taze Nane Hanım zarif sesiyle, "Ama endişelenmeyin, bu çok keyifli olacak!" dedi.
Nazik eller, yıkanmış pirinci, incecik doğranmış soğanları, taze naneyi ve diğer baharatları bir kapta karıştırdı. Minik Pirinç Bey, yeni arkadaşlarıyla tanışmaktan çok mutluydu.
Sonra, Asmacan ve diğer asma yaprakları tezgaha serildi. Üzerlerine hazırlanan iç harcı özenle yerleştirildi. Tam o sırada, pürüzsüz Zeytinyağı Ziya geldi ve her birinin üzerinden nazikçe aktı.
Zeytinyağı Ziya: Merhaba sevgili yapraklar ve iç harcı! Bugün hep birlikte enfes bir lezzet olacağız. Benim de katkımla yumuşacık ve mis kokulu olacaksınız.
Asmacan, içindeki pirincin, soğanın ve nane hanımın sıcaklığını hissetti. Nazik eller onu dikkatlice katladı, tıpkı bir bebek gibi sardı. Diğer yapraklar da aynı özenle sarıldılar ve tencereye dizildiler.
Tencereye bir miktar su eklendi ve kısık ateşte pişmeye bırakıldılar. Zeytinyağı Ziya, yavaş yavaş tüm sarmaların içine nüfuz ediyor, onlara yumuşaklık ve parlaklık veriyordu. Mutfakta yayılan o mis gibi koku, sabırla bekleyişin müjdesi gibiydi.
Pişen sarmalar sofraya geldiğinde, Asmacan gururla içindeki lezzetleri taşıyordu. Minik Pirinç Bey, Soğan Paşa ve Nane Hanım da bu yolculuğun bir parçası olmaktan çok mutluydular. Zeytinyağı Ziya ise onlara o eşsiz parlaklığını vermişti.
Her bir sarma, bağın güneşini, toprağın bereketini ve bir araya gelmenin lezzetini taşıyordu.
Zeytinyağlı Yaprak Sarma (4 Kişilik)
Malzemeler:
* Yarım kg taze veya salamura asma yaprağı
* 1 su bardağı pirinç
* 1 adet orta boy soğan
* Yarım demet taze nane
* Yarım demet dereotu (isteğe bağlı)
* 2 yemek kaşığı çam fıstığı (isteğe bağlı)
* 2 yemek kaşığı kuş üzümü (isteğe bağlı)
* Yarım çay kaşığı karabiber
* Yarım çay kaşığı pul biber (isteğe bağlı)
* Tuz
* Yarım su bardağı zeytinyağı
* 1 su bardağı sıcak su
Yapılışı:
* Salamura yaprak kullanıyorsanız, tuzunu almak için sıcak suda bekletin ve süzün. Taze yaprak kullanıyorsanız, kaynar suda hafifçe yumuşatın.
* Pirinci yıkayın ve süzün.
* Soğanı ince ince doğrayın. Taze nane ve dereotunu ince ince kıyın.
* Geniş bir kapta pirinci, doğranmış soğanı, kıyılmış nane ve dereotunu (isteğe bağlı), çam fıstığını (isteğe bağlı), kuş üzümünü (isteğe bağlı), karabiberi, pul biberi (isteğe bağlı) ve tuzu zeytinyağının yarısıyla birlikte karıştırın.
* Asma yapraklarını tezgaha yayın. Sap kısımlarını kesin.
* Her bir yaprağın içine hazırladığınız iç harcından bir miktar koyun ve kenarlarını içe doğru katlayarak sıkıca sarın.
* Sardığınız yaprakları tencereye sıkıca dizin.
* Üzerine kalan zeytinyağını gezdirin ve sıcak suyu ekleyin.
* Sarmaların üzerine bir tabak veya ağırlık koyarak pişirme sırasında açılmalarını önleyin.
* Kısık ateşte, pirinçler yumuşayana kadar yaklaşık 40-45 dakika pişirin.
* Piştikten sonra tencerenin kapağını açmadan soğumaya bırakın. Soğuk servis yapın.
İpucu: Sarmaların daha lezzetli olması için tencerenin dibine birkaç tane asma yaprağı veya soğan dilimi yerleştirebilirsiniz. Afiyet olsun!
Bir sonraki ana yemeğimiz için ne dersiniz? Belki de "İmam Bayıldı ve Patlıcanın Sürprizi" ile devam edebiliriz?
Yorumlar